Halkımız Mansur Yavaş'ı istiyor.
Atılgan COŞKUN
9 Haziran 2022 Perşembe
9 Mart 2022 Çarşamba
Ukrayna'nın direnmesi, mazlum uluslar içinde bir simge olacak.
🔹Bana neden Ukrayna taraftarı olduğum konusunda eleştiri yapılıyor.
Ben bir bilen değilim. Zamanım uygun olduğu için kendi fikirlerimi paylaşıyorum.
Geçmişte Türk tarihine baktığımızda Ruslar'ın 1 gün bile dost olmadıklarını görebiliriz.
Günümüzde de zerre birşey değişmedi. Sadece çıkar oranında ilişkiler devam ediyor.
Bugün bile, Azerbaycan'da, Suriye'de, Libya'da karşımızda Rusya var.
Türk ülkelerinde, Rusya var.
Bir çok Türk halkı ve yurdu Rus boyunduruğunda.
Rusya, Türk yurtları aleyhinde yayılan emperyal bir ülke.
Konunun ilgilileri, Rusya'da coğrafi isimlerin büyük bir çoğunluğunun Türkçe kökenden geldiğini söylüyorlar.
Güçlü bir Rusya tüm Türk dünyası için geleceğimiz içinde tehlikeli.
Çünkü aynı coğrafyadayız. Komşuyuz.
🔹Gelelim günümüze,
Ukrayna ile ilişkiler hiç olmadığı kadar ilerledi.
Savunma sanayinde kilit ortaklıklar var. Uçak, helikopter ve daha bir çok alanda hatta Ukrayna işbirliği ile nükleer güç bile olabiliriz.
Ukrayna kardeş ve dost bir halk.
En önemlisi en az Rusya kadar bağımsız egemen bir ülke.
Rusya karşısında her daim ülkemize dostluk eli uzatabilecek bir ülke. Çünkü, Rusya ortak tehdit.
🔹Gelelim savaşa,
Özgür bir Ukrana'mı, yoksa Rus işgaline uğramış bir Ukrayna mı?
Karadeniz'de kıyısı olan egemen bir Ukrayna mı? Yoksa kıyılarıda Rus işgalinde olan bir Ukrayna'mı?
Bu gerekçeler daha da artırılabilir.
Eğer savaş Ukrayna'nın direnişi ile biterse, Rus zulmüyle ezilmiş, boyunduruk altına alınmış mazlum halklarında önünü açacaktır. Ukala Rus'un gururu rencide olacak, ordusunun efsanesi bitecektir.
Son söz olarak, uluslar milli menfaatleri yönünde çıkarlarına göre hareket ederler . Bu ayrı bir durum. Rusya ile iyi ilişkiler olması, Rus devlet aklını 2 nci plana atamaz.
Çünkü güçlü bir Türkiye, her zaman Rusya için bir bekaa sorunu olacaktır.
Bu, Azerbaycan'da, Kazakistan'da görüldü.
O yüzden ülkemin ve Türk çoğrafyası çıkarı için Rusya'nın bataklığa saplanmasını, yenilmesini hatta dağılmasını gönülden isterim.
8 Mart 2022 Salı
💥Savaş Antalya'da sona erebilir.
Rusya - Ukrayna 10 Martta Antalya'da görüşecekler.
Rusyanın şartları;
1.Kırımı Rus toprağı olarak tanı.
2.Donetsk ve Luhanks bağımsız olarak tanı.
3.Ülkeyi yabancı askerden arındır.
4.Her hangi bir bloğa girmeyeceğine dair Anayasa değişikliği yap ve güvence ver.
🔹Tahminimce;
✅İlk 2 maddede ilerleme kaydedilebilir. Sonuçta halkının çoğunluğu Rus olan bölgeler.
✅Ukrayna'nın bu tavizleri karşılığında denge sağlayacak istekleri illaki olabilir.
✅Ukrayna Batıdan istediği askeri desteği alamadı. Buda anlaşma zeminini kolaylaştırıyor.
✅Bu durumda ateşkes sağlanabilir ve diplomasi tekrar öne çıkarabilir.
🔸Daha öncede paylaştığım gibi;
Rusya'nın baştan kaybettiği bir savaştır ve kendince onurlu bir barışı tercih edecektir.
Yıllar sürecek bir ambargo RF nun dağılmasını tetikleyebilir.
Ayrıca, Ukrayna'nun karadenizle irtibatı kesilmeyen bir askeri harekat çok daha fazla jeopolitik sonuçlar doğurmaz.
Analistler azami 7 ay sonra batının Rus petrol ve doğalgazına ihtiyaç duymayacapını öngörüyor. Hatta doğalgaz ve petrolden elde edilen gelirlerin Ukrayna'ya yardım için verileceği açıklaması geliyor..
Rusya , masada barışı ARAYACAKTIR..❗
💥Rus ordusu efsanesi bitti..
▪️Rusya'nın Ukrayna'da başlattığı savaş 13'üncü gününe girdi. 1945’ten bu yana Avrupa’nın en büyük kara savaşı olan Ukrayna’yı işgalinin ikinci haftasında güçlü Rus ordusu imajı kalmadı.
▪️Ukrayna'yı kontrolu altına almayı başaramayan Rusya, Ukrayna'nın Rusya'ya karşı koyan hükümetini kukla bir rejimle değiştirme amacına ulaşmaya da yakın görünmüyor.
▪️Rus Ordusunun Ukrayna genelinde konuşlandırdığı 180.000’den fazla askeri birliğin çoğu, başkent Kiev’in kuzeyinde çıkmaza girdi. Kharkiv şehrinin işgalden birkaç saat sonra düşmesi bekleniyordu, hala ayakta.
▪️Rus ordusu 900 bin aktif görevli birlik ve iki milyon yedekten oluşuyor. Ukrayna’nın sekiz katı büyüklüğünde. Gelişmiş savaş uçaklarına, güçlü bir donanmaya, birden fazla amfibi çıkarma yeteneği olan deniz piyadelerine, özel birliklere ve paralı sivil militer güçlere sahip.
▪️ Ayrıca, 2000 km Ukrayna sınırı, Belarus, Kırım ve Karadenizden saldırma kapasitesi var. Ve bu cephelerden saldırıyor da.
▪️Rus kuvvetlerine göre daha zayıf olan Ukrayna ordusu, bir şekilde düşmanı durdurmayı başardı. Tahminlere göre 9000 Rus askerini öldürdüğü söyleniyor.
▪️Askeri analistler ilgalci Rus ordusunun
🔸Lojistik sıkıntı çektiği,
🔸Birlik komutanlarının İnsiyatif kullanamadığı,
🔸Merkiyetçi bir emir- komuta sistemi olduğu ve
🔸Askerlerde moral ve motivasyon sorunu yaşandığı yönünde değerlendirme yapıyorlar
▪️Rus ordusu sivil halka, şehir ve yerleşim birimlerine yönelik acımasız saldırıları ile sonuç alabilir.
▪️Ancak bu savaşı kazandığı sonucuna bizleri götürmeyecek.
▪️Bu işgalin Rus ordusunu yıllarca uğraştıracağı kanlı bir isyana dönebileceği ihtimalinin olduğunu söyleyebiliriz. Geçmişteki Afganistan tecrübesinin, Ukrayna gerçeğine göre farklı bir dönüşümüne tanıklık edebiliriz.
Putin için sonun başlangıcı çoktan başladı bile...
13 Ekim 2019 Pazar
Zor Oyunu Bozuyor.
22 Ocak 2018 Pazartesi
Türkiye’nin Milli Çıkarları Afrin ve Minbiç'e Askeri Harekatı Zorunlu Kılıyor.
Şu an Türkiye "Zeytin Dalı " harekatıyla Afrin'i PKK'dan temizlemek, Suriye içlerine doğru 30 km derinlikte bir alanı kontrol etmek istiyor. Bu operasyonun başarıyla bitirilmesinden sonra, Minbiçin de PKK/PYD den alınması, böylece Fıratın Batısının PKK/PYD den temizlenmesi düşünülüyor.
- Suriye kuzeyinde PKK /PYD vasitasıyla bir "terör özerk bölgesi veya devleti" oluşturmak,
- Buradan Türkiye’ye terör ihraç etmek,
- Türkiye’nin Ortadoğu yani Arap coğrafyası ile irtibatını fiziki olarak kesmek,
- Türkiye'de yaşayan Kürt halkını politize etmek ve Türkiye’yi kendi iç asayiş sorunları ile meşgul etmek,
- Ve komşu, yakın coğrafyada olan-bitenden uzak tutmak gayesi güdülüyor.
- Milli Çıkarların Gerektirdiği Milli Politikayı devreye sokmak,
- Milli Güvenlik neyi gerektiriyorsa o tedbirleri almak,
- Ne bedel ödenecekse de o riskte göz önüne alınacağı eşiğe gelmiş durumda.
- Fırat kalkanını doğu ve batı yönünde genişletmek,
- Afrini PKK/PYD den temizlemek,
- Minbiçi PKK /PYD den temizlemek,
- Fırat Batısında PKK/PYD varlığına temizlemek için Askeri Harekat yapmak zorunda.
- Yakın çevremizde, bölgemizde, ülkemiz aleyhine yapılacak düşmanca oluşumlara,
- Akraba ve dost halklara karşı girişilecek zulüme, katliamlara,
- Bunlar üzerinden gerçekleştirilmeye çalışılan "projelere" kayıtsız kalmayacağı cevabını vermiş, tüm dünyaya ilan etmiştir.
12 Aralık 2017 Salı
ABD ,İsrail'in Başkenti olarak Kudüs'ü Tanıdı!
Şark Meselesi: "Hedefteki Ülke Türkiye-2"
- Türkiye’nin doğusunun bölücülük (PKK) faaliyetleri ile koparılması, bunun için PKK’yı desteklemek,
- Ülke meclislerinde “Sözde Ermeni Soykırımı yasalarının” kabul edilerek, Ermenilere tazminat ve toprak verilmesinin gündeme getirilmek,
- Türkiye’nin güçlenmesini sağlayacak Jeo - Stratejik ve politik gelişmeleri engellemek veya durdurmak,
- Türkiye’nin coğrafi olarak Ortadoğu ile irtibatını kesmek, bunun için; Suriye’de Türkiye sınır boyunda Akdeniz’e açılan bir PKK devleti, Irak’ta’ da Türkiye’ye hasım bir Kürt devleti kurulmasına destek vermek,
- Irak ve Suriye’de kurulacak Kürt devletleri vasıtasıyla Türkiye’nin ulusal güvenliğinin tehdit etmek, bu gelişmelerle ülkemizde iç kargaşa ortamı yaratılmak,
- FETÖ ve benzeri örgütleri destekleyerek veya yoktan kurarak ülkede iç istikrarsızlık yaratmak ve dış güçlere müdahale olanağı verilmesi amaçlanmaktadır.
21 Kasım 2017 Salı
Şark Meselesi: "Hedefteki Ülke Türkiye-1"
Siyasi iktidarın doğru ve yerinde alınan kararları ve proaktif yönetim tarzı şer güçlerin sevincini yarıda bırakacaktır. Bununla birlikte "iktidarın öngörüsüz, basiretsiz yönetiminin dış güçlere davetiye çıkardığını söylemek doğru olmakla birlikte yeterli bir açıklama olmayacaktır." Ülkemize yönelik kötü niyetin nedenlerini anlayabilmek için konuya daha geniş bir perspektiften bakılmasını zorunlu kılmaktadır.
Türkiye genel olarak;
- Siyasi liderlik sorunu yaşadığında,
- Bölgemizde küresel güç merkezlerinin çıkar çatışmaları olduğunda,
- Türkiye bölge ve iç sorunların çözümünde kendi öz gücüyle inisiyatif aldığında planlı ve sistematik bir şekilde saldırı ile karşı karşıya kalıyor.
- yeniden tanzim etmek,
- daha küçük ülkelere bölmek,
- kalıcı iç sorunlar yaratmak istediklerini görüyoruz.
Geçmişten günümüze Türklere yönelik proje ve planlar yapılmıştır. Türklere yönelik bu planlamalar Şark Meselesi olarak adlandırılmıştır. Tüm bu gerekçelerle üzerinde kitaplar yazılan “Şark Meselesini” kısaca tekrar hatırlatmak faydalı olacaktır.
Avrupa’nın parçası haline gelen Türklerle Avrupalılar arasındaki ilişkiler günümüze kadar güç dengesine bağlı olarak bazen Türkler, bazen de Avrupalı devletler lehine devam etmiştir.
Şark Meselesi;
- İngilizler “Eastern question”,
- Almanlar “qrientalische Frage”,
- Ruslar” Vostocnıy vopros”
- Fransızlar “question d’Orient”, isimle tanımlanmıştır.
16 Nisan 2017 Pazar
16 Nisan: “Modern Türkiye’nin Sonumu - Yoksa Yeniden Yükselişimi?
Yeni bir başlangıcın umudu olur.
Güzel ülkemin kuruluş ayarlarına sadık,
18 Temmuz 2016 Pazartesi
FETOCU Terör Örgütünün Tasfiyesi; “Daha Güçlü ve Milli Bir Türk Ordusunun Oluşturulmasının da Önünü Açıyor.”
- Mısırda iktidara gelen İHVAN yönetimi askeri darbe ile değiştirildi.
- Buna paralel olarak Suriye krizinde Türkiye ile farklılıklar yaşandı. ve ABD; ESAD rejimine karşı savaşan "İslamcı - ılımlı muhalefete" ciddi katkı sunmadı.
- Özellikle FETO örgütü ile dirsek temasındaki yakınlaşma bürokraside kadrolaşmayı hızlandırdı.
- Her dönem TSK’nın “Askeri Şura toplantılarında; FETOCU/irticai görüşleri nedeniyle Ordudan atılan Askeri Personelden FETOCU'ların atılmasının AKP iktidarları dönemimde durdurulduğu basına yansıdı.
- Türk ordusuna düşmanın yapamadığı alçaklık ve aşağılık muamele yapıldı. Vatan evlatları Cezaevlerinde esir edildi. Bu süreçte siyasi gücü elinde bulunduran iktidardan; FETOCU mahkemelere her türlü desteğin sunulduğu ve davaların sözcülüğünü/ savcılığına soyunulduğu bir dönem yaşandı.
- "Analar Ağlamasın" sloganıyla - şehitlere son verileceği propagandasıyla - PKK ile sürdürülen “Çözüm Süreci” sonlandırıldı.
- Oysa şimdi her gün 10’larca vatan evladı PKK canilerince kalleşçe şehit edilir oldu. Oysa 2000 yılların başında PKK bitme noktasına getirilmişti.
5. Diğer yandan; ABD/NATO'nun darbenin arkasında olduğu savı AKP iktidarındaki Türkiye'yi, yeni çıkış yollarına sevk edebilir. Ve Rusya'ya yakınlaştırabilir.
Bu durumda; ABD ve AB merkezli olmak üzere; daha önceden ön görülemeyen bir çok olumsuzluklarla ülkemizin karşı karşıya kalabileceği, güçlü bir olasılık olarak değerlendirebiliriz.
9 Şubat 2016 Salı
Türkiye: “Rusya-ABD-PYD/PKK İşbirliğindeki Düşmanca Kalkışmayı Bozacak Güçtedir.”
- AKP’nin Suriye politikası baştan beri ulusal çıkarlara hizmet etmeyen, aleyhte stratejik sonuçlara yol açan, yanılgılarla dolu, hatalar içeriyordu. AKP, daha ziyade ABD’nin verdiği rolleri üstlenmiş sadık bir müttefik durumdaydı. Ülkemizin menfaatlerinden ziyade, ABD'nin verdiği ödevleri yerine getirme telaşında olan bir hükumet izlenimi verdi. Geçen süreçte AKP, Suriye'de bir mevzi kazanamadığı gibi, daha önce var olan ilişkilerde ciddi yara aldı.
- Tüm bu olumsuzluklara rağmen, son seçimle tekrar iktidarını koruyan "Yeni AKP" "konjonktürel gelişmeler ve ülkemizin sunduğu jeopolitik olanaklarla bu krizden en az hasarla çıkılmasının yolunu bulabilecek gayret ve cesareti gösteren yeni bir umut veriyordu."
- Türkiye içindeki milyonlarca Suriyeli ile sınırda bekleyen onbinlerce kişinin korunabileceği bir yeri Suriye içinde oluşturabilirdi.
- Diğer yandan PKK'nın uzantısı Demokratik Birlik Partisi‘nin (PYD)’nin Türkiye aleyhine mevzi kazanması engellenmiş ve Türkiye karşıtı güçlerin oyunlarının önüne geçilmiş olunacaktı.
- Düşürülen uçağın intikam almak için Türkiye'yi Suriye topraklarına çekmek için elinden geleni yapıyor. Askeri bir bedel ödetme peşinde. Türkiye’yi; Karadeniz, Doğu Akdeniz, Suriye, Irak ve Ermenistan üzerinden bir kuşatmaya almış durumda. Bu alanlardaki askeri yığınaklarıyla olası bir askeri çatışmada pozisyonunu geliştiriyor.
- Suriye'de Türkmenler başta olmak üzere muhalif gruplar tasfiye ediliyor. Rus Hava Kuvvetleri Suriye’deki harekâtını yoğunlaştırarak binlerce mülteciyi Türkiye sınırına doğru sürüyor. Türkiye’nin desteklediği silahlı grupları yok olmanın eşiğine getirerek, Türkiye’yi fiili müdahaleye mecbur edebileceğini düşünüyor.
- Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in Ortadoğu ve Afrika Özel Temsilcisi, Dışişleri Bakan Yardımcısı Mihail Bogdanov, terör örgütü PKK'nın Suriye kolu PYD'nin Eş Başkanı Salih Müslim'le görüşüyor. Ve Cenevre görüşmelerinde PYD’nin de katılımının sağlanmasını istiyor. PYD’nin Suriye-Türkiye sınırında bir PKK/PYD devleti oluşturacak arazi parçasının ele geçirilmesi için her türlü destek sağlanıyor.
- Moskovskiy Komsomolets gazetesine 9 Şubat’ta demeç veren Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov şöyle konuşuyor: “Cumhurbaşkanı Erdoğan, Washington'dan direkt olarak Kürtler ve Ankara arasında seçim yapmasını istedi. ABD ise, Türkiye'nin terörle bağdaştırdığı PYD'nin IŞİD'le mücadele alanında Washington'un müttefiki olduğu yanıtını verdi. Biz de PYD ile işbirliği yapıyoruz.”
- PKK terör örgütünün liderlerinden Duran Kalkan “43 yıldır ilk defa kışın ve şehirlerde üslendik” açıklamasını yapıyor. Ardından, önümüzdeki haftalarda, aylarda eylemleri yayacaklarını, yoğunlaştıracaklarını, hükümete ağır bir ders vereceklerini ilan ediyor.
- Suriye'nin Türkmen Dağı bölgesinde, baskında, 4 Rus, 5 Esad generali olmak üzere toplam 15 üst düzey subay öldürüldü. Rusya Genelkurmay Başkan'ı Valeri Gerasımov Suriye'de öldürülen Rus generallerle ilgili Interfax'a şöyle konuştu: "Suriye'de olup bitenlerden tamamen Türkiye sorumludur. Bu olay bardağı taşıran büyük bir suikast. Bu büyük bir saldırı ve bu saldırının arkasındaki tek güç Türklerdir. Görülüyor ki sahada yani Suriye topraklarının her bir köşesinde Türkler çok etkililer. Bu suikast unutulmayacak. Bu, Türklerin biz Ruslara karşı ilk icraatları değil. Bunlar Çeçenistan'da, Ermenistan'da, Ukrayna'da, Kırım'da hep karşımıza çıkanlardır.”
- Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov ise generallerin öldürülmesini şöyle yorumladı. "Türkiye'nin eylemleri, Rusya'ya karşı eşi görülmemiş bir meydan okumadır. Bu bizim seçimimiz değildi.”
- Öte yandan Rusya lideri Vladimir Putin 08 Şubat 2016’daki konuşmasında “Suriye’de Beşar Esad’ın düzenli ordusu ile PYD gruplarının omuz omuza mücadele etmesi gerektiğini” söyledi.
- Rusya Esad ve PYD güçlerini birlikte hareket edilmesini sağladı. Bu arada İran'ın yarı resmi Fars Haber Ajansı, "Esad rejimine bağlı Suriye ordusunun 8 Şubat 2016’ da Nusaybin'in karşısındaki Kamışlı'da bulunan PYD/YPG birliklerine dört uçak dolusu silah ve mühimmat yardımı gönderdiğini" bildirdi.
- NATO müttefiki ve ülkemiz ile yakın ilişkileri bulunan ABD, Suriye iç savaşında Türkiye ile süreç içinde fikir ayrılığına düştü. Türkiye’nin ılımlı, dinci muhaliflere yakın olduğu ileri sürülerek bir yol ayrımı yaşandı.
- Türkiye’nin pozisyonunu güçlendirecek ve ulusal güvenliğine destek sağlayacak Suriye içinde 90 km uzunluğunda bir “Güvenli Bölge” oluşturulmasına karşı çıktı. Daha sonra Rusya’nın fiili olarak savaşa katılmasıyla birlikte Türkiye'nin “Güvenli Bölge” oluşturulması imkânsız bir hal aldı.
- ABD’nin 2014’e kadar Suriye politikasındaki en etkili isimlerinden olan eski Şam Büyükelçisi Robert Ford, 3 Ekim 2015 de verdiği bir mülakatta şöyle demekteydi; PKK ile ilişkisine gelirsek, Amerikalı yetkililer ‘PYD, PKK’nın resmen bir parçası değil’ diyeceklerdir. Amerikalı yetkililerin PYD’nin PKK olmadığını söylemesi bence bir safsata. Yani bu, ciddi olmadıkları bir sözlü savunma. Söylersiniz ama aslında doğru değildir ve dinleyen herkes bunun doğru olmadığını bilir.”
- Obama, özel temsilcisini PYD ile görüşmeye gönderdi. Türkiye’nin “PKK terör örgütünün devamıdır” dediği PYD, ABD Başkanı Barack Obama’nın özel temsilcisi tarafından Kobani’de ziyaret edildi. Ayrıca ABD Dışişleri’nin iki numarası olan, Bakan Yardımcısı Tony Blinken de, PYD Eş Başkanı Salih Müslim’i telefonla arayarak görüştü. Obama’nın “IŞİD’le mücadele koalisyonu özel temsilcisi” sıfatını taşıyan Brett McGurk, Kobani’de sadece PYD yetkilileri ile değil, PYD’nin askeri kolu olan, Türkiye’nin “PKK ile işbirliği içinde” dediği YPG temsilcileri ile de bir araya geldi. McGurk’un ziyareti, ABD’den PYD/YPG kontrolündeki Kobani’ye yapılan ilk resmi ziyaret olması açısından büyük önem taşıyor. McGurk’un ziyaretinde Fransız ve İngiliz diplomatlar da yer aldı. ABD’nin PYD’yi “meşrulaştıracak” ikinci hamlesi ise, bir telefon görüşmesiyle gerçekleşti. ABD Dışişleri Bakanlığı’nın iki numarası, Bakan Yardımcısı Tony Blinken, PYD Eş Başkanı Salih Müslim’i telefonla aradı. Blinken, ABD Başkanı Barack Obama’ya en yakın isimler arasında anılıyor. Daha önce de ABD Başkanı’nın “ulusal güvenlik danışmanı” olarak görev yapan Blinken, “Obama’nın dış politikadaki çekirdek kadrosunda” anılıyor.
- “PYD bir terör örgütüdür. YPG bir terör örgütüdür. PKK ne ise PYD odur. Bunu bütün uluslararası örgütlere taşıyacağız. Taşımadığımız her an bizim için kayıptır. Terör örgütü olarak ilan edilmesi için adımlar atılmazsa geç kalırız. Bakın, Biden (ABD Başkan Yardımcısı) yanında bir yardımcısı ile geldi. Daha önce Sayın Obama’nın yanında da adı geçen bir ulusal güvenlik temsilcisi. Tam Cenevre’deki görüşmeler sırasında kalkıyor, Kobani’ye gidiyor. Kobani’de sözde bir generalden plaket alıyor. Biz nasıl güveneceğiz? Ben miyim senin ortağın, yoksa Kobani’deki teröristler mi?"
- “ABD'nin PYD'yi terör örgütü olarak görmediği ve destek vermeye devam edeceği yönündeki açıklamasından sonra, ABD Başkanı Barack Obama'nın IŞİD Karşıtı Küresel Koalisyon Temsilcisi Brett McGUrk'un Kobani'ye yaptığı ziyaret sırasında eski bir PKK'lı olan PYD sözcüsü Polat Can'la görüşmesinden, ABD'nin pişmanlık duymadığını belirtti.”
- ABD Elçisi Dışişlerine Çağrıldı.
- PKK’ya yakın bir yayında şu haber geçmekteydi;
Diğer yandan "PKK - AKP Çözüm Süreci" ile ifade edilen görüşmelerin, AKP Hukumeti eliyle Türk Devletine kurulan bir tuzak olduğu deşifre oldu.
Konumuza dahil olmasada "Çözüm Süreci" olarak adlandırılan ve PKK'nın zaman kazanmasının, siyasallaşmasının ve uluslararası bir değer ve ilişki kazanması sürecide yine Suriye politikası gibi, ABD'nin AKP hukumeti eliyle Türk devletine attığı bir kazık olduğu ortaya çıktı.
- 15 Aralık 2015'te "S. Arabistan, Ürdün, Birleşik Arap Emirlikleri, Pakistan, Bahreyn, Bangladeş, Benin, Türkiye, Çad, Togo, Tunus, Cibuti, Senegal, Sudan, Sierra Leone, Somali, Gabon, Gine, Filistin, Komorlar Federal İslam Cumhuriyeti, Katar, Fildişi Sahili, Kuveyt, Lübnan, Libya, Maldivler Cumhuriyeti, Mali, Malezya, Mısır, Fas, Moritanya, Nijer, Nijerya ve Yemen." Olmak üzere 34 Müslüman devletin katılımıyla “İslam Ordu Gücü - Teröre karşı İslam İttifakı” nın kuruluşu ilan edildi.
- Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı, Suudi Arabistan, Katar, Birleşik Arap Emirlikleri ve Bahreyn'in Suriye'ye IŞİD'e karşı savaşmaları için özel kuvvetler gönderebileceğini söyledi. Türkiye bu güce destek vereceğini deklare etti. Suriye krizinde Arabistan ve Katar ile birlikte hareket eden Türkiye; “İslam Ordu Gücü - Teröre karşı İslam İttifakı” gücü içerisinde yeni bir manevra alanı elde etmiş oldu.
Türkiye Ulusal güvenliğini ve çıkarlarını korumak için ne yapabilir?
Ulusal güvenliğini tehdit eder bir noktaya gelen Suriye iç savaşında; "ulusal çıkarlarını korumak zorunda. Bu yüzde olup bitene seyirci kalamaz." Bölgedeki müttefikleriyle işbirliği içerisinde, müşterek veya tek başına bir yol izlemeyi zorunlu kılıyor.
Bu durumda muhtemel hareket tarzını şöyle düşünebiliriz:
Buradaki sılama önem derecesine göre yapılmamıştır.
Birinci İhtimal;
3. Burada oluşturacak müşterek karargah Türkiye'nin dışarda kaldığı; Arabistan ve işbirliği yaptığı diğer ülkelerin destek verdiği Suriye operasyonunu yönetebilir.
“İslam Ordu Gücü - Teröre karşı İslam İttifakı” aracılığıyla bir müdahale zor olsada, Türkiye ve Arabistan'nın Suriye'de sıkışması durumunda hayata geçirilmesi olanak dahilinde olabilir.
İkinci İhtimal;
Ücüncü İhtimal;
Savaş siyasetin başka bir şekliyle uygulanmasıdır. Eğer Türkiye, ulusal çıkarlarını korumak ve sürdürebilmek konusunda müttefiklerinden yeterli bir destek bulamaz ise, tek taraflı olarak Suriye ye müdahale edebilir.
Her ne kadar Rusya'nın bu durumu kabul etmeyeceği düşünülse de, savaşı göze almış bir Türkiye'ye karşı Rusya daha temkinli davranacağı da olanak dahilindedir.
Sonuç ;
- Türkiye ulusal çıkarlarını ve ihtiyaçlarını öne alan, ulusal güvenliğin zorunlu kıldığı "Milli bir Politika" izlemeli, ABD, Rusya nede başka bir gücün talep, beklentilerine veya baskılarına göre yön verilmemeli,
- Yaşanan gelişmeler ışığında reel politika da bu durumu (ABD ve Batı müttefiklerine güvenilerek bir pozisyon alınamayacağını) "Milli bir Politika" nın takip edilmesini zaten zorunlu kılıyor.
- Rejim muhaliflerini birleştirme konusundaki çabalar artırılmalı ve bu yöndeki insiyatif muhafaza edilmeli,
- İslam Ordusu'nun Suriye'ye müdahalesi (yukarda açıklanan hedeflere ulaşılması açısından) desteklenmeli,
- Suriye'de işbirliği yaptığı ülkelerle elbirliği içinde PKK/PYD nin siyasi manevra kazanma alanları daraltılmalı (Cenevre görüşmelerinde PYD dışarda tutulması bu duruma iyi bir örnek oldu)
- Bölge ülkeleri ve İran karşıtı ülkelerle ilişkiler geliştirmeli, bu kapsamda İsrail ile ilişkilerin düzeltilmesi düşünülmeli,
- Rusya'nın Ukrayna ve Kafkasya'da zaafları değerlendirilmeli, Rusya'nın PYD/PKK ya sunduğu destek karşılıksız bırakılmamalı, örtülü ve gizli operasyonlarla muhalif gruplar desteklenmelidir.