KUDÜS;Türklerin egemenliğinden çıkışının 100’ncü yılında
İsrail'in başkenti olduğu ABD tarafından ilan edildi.
Bölgede İsral’i tehdit edebilecek Türkiye haricinde önemli 3
ülke vardı. İran, Irak ve Suriye.
İran;
Yıllardır ABD’nin baskısıyla uygulanan ekonomik ambargo altında.
İnim inim inliyor. Yerli sanayi ve endüstrisini kuramadı. Savaş endüstrisi ise
çağdışı. Günümüz modern orduları ile rekabet edebilme şansı yok. Sadece
Lübnan’da bulunan Hizbullah aracılığı ile gücünü gösterebiliyor. Şimdi birde
Suriye’de askeri varlığı var. Askeri Üs kurmak istiyor. Ancak, İran’a ait ve
kurulması düşünülen askeri üsler daha kurulmadan İsrail uçaklarınca vuruluyor.
Suriye de bir İran varlığına İzin verilmiyor.
Irak;
Saddam israil’e füze atan ilk müslüman liderdi. Saddamı
türlü bahanelerle devirdiler. Irak denilen ülke darmadağın edildi. Kuzeyde
özerk bir Kürt bölgesi kuruldu. Araplar Şii ve Sunni olarak bölündü. Müslüman
halkı birbirine düşman oldu. Bir birilerini boğazlamak için tetikte bekliyor,
fırsat kolluyorlar. Artık, Irak’ın İsrail’e tehdit olma imkanı mümkün değil.
Irak’ın üstüne bir çizgi çekildi.
Suriye;
İsrail’e komşuydu. Tehlike arz eden bir ülkeydi. İç savaş
çıkarıldı. Suriye halkı bir birine kırdırıldı. Masum insanlar topraklarından
oldu. Milyonlarca Suriyeli yurtsuz ve vatansız olarak başka ülkelerde göçmen
durumunda yaşıyor. Neticede, Suriye bölündü. ABD’nin desteklediği PKK/PYD
topraklarının % 40’nı işgal etti. Silahlı Sunni muhalefet İdlip’te ve Suriye
güneyinde kolu kanadı kırılmış vaziyette, abluka altında alındı. Suriye artık
İsral için bir tehdit değil. Suriye’nin de üstüne bir çizgi çekildi.
Türkiye;
İsrail’in varlığı için uzun vadede en tehlikeli ülkeydi. AKP
hükûmetleriyle birlikte sürekli iç sorunlarla uğraştırıldı. En başta Silahlı
Kuvvetler hedef seçildi. Darmadağın edildi. Eğitim yaz-boz a döndü.
Adalet/Hukuk’ta payını düşeni aldı. Devlet bürokrasisinde alışılmışın dışında
tayin/terfiler yapılır oldu. Devlet aygıtının genleri ile oynanıyordu. Ülkede
saygı duyulan ve ortak değer kabul gören figürlere ölçüsüz saldırılar
yapılıyordu. O kadar ileri gidildi ki; hatta memlekette TÜRK ırkı yoktur
tartışması TV ekranlarında tartışılır olmuştu. Türk devletinin kurucusu Atatürk
en ağır saldırılara maruz kalıyordu. Hükûmet FETÖ nün sözde olimpiyatları için
para bile basıyordu. Bu süreçte siyasi iktidar ABD’nin Ortadoğu politikasının
en iyi tetikçisi ve destekleyicisi oldu.
ABD nin projesi tıkır-tıkır işliyordu.
Hatta Ortadoğu’nun yeniden tanzim edilmesi amacını güden
BAP’ eş başkanı bile olundu. Dünyada eşi benzeri görülmeyen bir aldanma ile
Türkiye kendi ayağına sıkıyordu. ABD ile müşterek hareket edildi. Ve Suriye iç
savaşı desteklendi.
Bu süreçte; Bir bayram günü Peşmergeler Türkiye
topraklarından geçerek Suriye/ Kobani'de sıkışan PKK'nın kurtarılması için
yardıma getirildi. İşin akıl almaz ve düşündürücü yanı o dur ki: Türkiye'ye
"Suriye'de bir PKK devletinin kuruluşu kendi eliyle kobani kurtarılarak
yaptırılıyordu".
Türkiye bu süreçte; kendi iç sorunları ile
uğraştırılmıştı.Yıllarca enerji boş işlerle tüketilmişti. Atı alan Üsküdarı
geçiyordu. Birde FETÖ denilen örgüt başına bela ettirilmişti.
ABD’nin artık Türkiye’ye ihtiyacı kalmamıştı.
PKK/PYD olanca gücüyle desteklendi ve Suriye’nin %40’ı PKK
kontrolüne geçirilmişti. Artık Türkiye güneyden kuşatılmıştı. Ayrıca, İran’ın
Suriye'ye doğrudan müdahalesi Suriye'de oluşturulan PKK ile engellenmiş,
bölgede olmayan ABD artık Suriye’ye yerleşmişti. ABD bölge ülkesi olmuştu.
Sonuç olarak;
1. Türkiye - Suriye sınırında daha önce olmayan (900 km
sınır boyunca) yeni bir PKK tehdidi ile tanıştı. PKK ile komşu oldu. Bu şekilde
yıllarca sürecek bir sorunun tohumu atılmış oldu.
2. Suriye içinde İsrail’e destek bir PKK /PYD özerk alanı
oluşturuldu. (Aynı alan Irak kuzeyinde de oluşturulmuştu. Bu bölgede yapılan
bağımsızlık halk oylamasında, devlet olarak tanıyacağını İSRAİL açıklamıştı.).
ABD, Suriye'de oluşturduğu PKK devletine 2017 de 450 milyon
dolar askeri yardım yaptığını açıkladı. 2018’de 500 milyon dolar silah yardımı
yapacağını deklare ediyordu. Ayrıca PKK militanlarına 400 dolar civarında da
maaş bağlamıştı. ABD bu alanı kullanarak bölgedeki her türlü gelişmeyi kontrol
edebilecekti.
3. Türkiye, Suriye, Irak ve İran bertaraf edilmiş, İsrail’in
varlığına tehdit olacak bir bölge devleti kalmamıştı. Her ülkenin yılarca
çözemeyeceği sorunları var edilmişti.
Ve Siyonist plan uygulandı:
Türklerin egemenliğinden çıkışının 100’ncü yılında İsrail'in
başkenti olduğu ABD tarafından ilan edildi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder