Hamas kontrolündeki Gazze, İsrail için adı konulmamış bir tatbikat bölgesi gibi.
Hamas’ın İsrail’e füze fırlatması sonrasında, İsrail uçakları 14 Kasım 2012’den beri Gazze’ye ölüm kusuyor. Gazze, İsrail için adı konulmamış bir tatbikat bölgesi gibi. Her türlü silah deneniyor ve kullanılıyor. Çoluk-çocuk demeden Filistin halkını yok etmeyi sürdürüyor. Başbakanlık binalarını başlarına yıkıyor. Binalar vuruluyor. Gazze harebeye dönüyor.
Bölgeden 2005 yılında çekilen İsrail, deniz ve kara ablukasını sürdürüyor. Dünya ile irtibatı olmayan Gazze’de insanlar, hayatta kalabilmenin mücadelesini veriyor.
Hamas’ın İsrail’e füze fırlatması sonrasında, İsrail uçakları 14 Kasım 2012’den beri Gazze’ye ölüm kusuyor. Gazze, İsrail için adı konulmamış bir tatbikat bölgesi gibi. Her türlü silah deneniyor ve kullanılıyor. Çoluk-çocuk demeden Filistin halkını yok etmeyi sürdürüyor. Başbakanlık binalarını başlarına yıkıyor. Binalar vuruluyor. Gazze harebeye dönüyor.
Bölgeden 2005 yılında çekilen İsrail, deniz ve kara ablukasını sürdürüyor. Dünya ile irtibatı olmayan Gazze’de insanlar, hayatta kalabilmenin mücadelesini veriyor.
Türkiye, Gazze saldırısı sonrasında İsrail’e en sert çıkışı yapan ülke oluyor.
Başbakan Tayyip Erdoğan krizde aktif rol üsleniyor. ABD Başkanı Obama ve Rusya Devlet Başkanı Putin ile görüşmelerinde "Ateşkes için siz İsrail tarafını ikna edin, biz de Hamas'la görüşelim..." mesajı veriyor. Buraya kadar izlenen siyaseti normal seyrinde devam ediyor.
Başbakan Tayyip Erdoğan krizde aktif rol üsleniyor. ABD Başkanı Obama ve Rusya Devlet Başkanı Putin ile görüşmelerinde "Ateşkes için siz İsrail tarafını ikna edin, biz de Hamas'la görüşelim..." mesajı veriyor. Buraya kadar izlenen siyaseti normal seyrinde devam ediyor.
Başbakan Tayyip Erdoğan’ın Mısır ziyareti ve sonrasındaki çıkışları, iç kamuoyunda gururları okşamaktan öteye geçmeyen hamasi nutukların ötesine geçmiyor ve İsrail karşıtlığı, ABD tarafından da tepkiyle karşılanıyor.
Mısır ziyaretinde;“İsrail Cumhurbaşkanı’na Davos’ta da söylemiştim. Siz çocukları öldürmeyi iyi bilirsiniz. Bunu periyodik olarak yapıyorlar. 2008 seçimleri öncesinde yaptılar. Netanyahu’ya sesleniyorum, bilesin ki 2012’nin şartları 2008’in şartları gibi değildir. Hesabını iyi yap”. 8.Avrasya İslam Şurası’nın açılışında yaptığı konuşmasında; "İsrail bir terör devletidir." ifadelerini kullanıyor.
Erdoğan -İsrail Atışmasında ABD, İsrail yanında Posizyon Alıyor.
Erdoğan'ın bu çıkışları ABD tarafından anında karşılık buluyor. ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Victoria Nuland “Tabii ki İsrail'e karşı retorik saldırıların şu anda faydalı olmadığını düşünüyoruz.”
Öte yandan Gazze'deki gelişmeleri değerlendiren Obama; Gazze’deki ihtilafı çözmeye yönelik her girişimin “öncelikle İsrail topraklarına füze atılmamasından” geçtiğini, ”Dünyada hiçbir ülke kendi halkının üzerine füze yağmasına tahammül göstermez. İsrail’in, Gazze Şeridi'ndeki militanlarca atılan füzelere karşı kendini korumaya hakkı vardır.” beyanıyla İsrail’e açıktan destek veriyor.
Erdoğan'ın bu çıkışları ABD tarafından anında karşılık buluyor. ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Victoria Nuland “Tabii ki İsrail'e karşı retorik saldırıların şu anda faydalı olmadığını düşünüyoruz.”
Öte yandan Gazze'deki gelişmeleri değerlendiren Obama; Gazze’deki ihtilafı çözmeye yönelik her girişimin “öncelikle İsrail topraklarına füze atılmamasından” geçtiğini, ”Dünyada hiçbir ülke kendi halkının üzerine füze yağmasına tahammül göstermez. İsrail’in, Gazze Şeridi'ndeki militanlarca atılan füzelere karşı kendini korumaya hakkı vardır.” beyanıyla İsrail’e açıktan destek veriyor.
Ayrıca 21 Kasım’da ABD Hükümeti, doğrudan Başbakan Tayyip Erdoğan’ı hedef alan açıklamalar yapıyor. Başbakan Erdoğan'ın İsrail'i “terörist devlet” olarak tanımlaması ve ABD Başkanı Obama'nın “İsrail’in kendisini savunma hakkı var” açıklamasını eleştirmesi, Washington'ı rahatsız ediyor. ABD Dışişleri Bakanlığı, yönetimin rahatsızlığını Türk makamlarına sözlü olarak iletiyor. ABD yönetimi, “Hükümetin söylemleri oldukça sert. Bu tür sert söylemlere katılmıyoruz. Ayrıca bu açıklamaların, sorunu çözmeye ve yardımcı olmaya değil, aksine daha da derinleştireceği endişesini taşıyoruz. Bundan sonraki açıklamaların daha dikkatli olması gerektiğini düşünüyoruz” mesajı veriliyor.
Gazze krizi sürecinde ABD’nin devreye girmesiyle İsrail pes ediyor. ABD’nin liderliğinde; Mısır’ın arabuluculuğunda yapılan görüşmeler sonucunda 22 Kasım’da ateşkes sağlanıyor. Ortak düzenlenen basın toplantısında konuşan Hillary Clinton, "ABD, İsrail'le Filistinli gruplar arasındaki ateşkesi, füze saldırılarının ve şiddetin sona ermesini memnuniyetle karşılıyor. Bölge halkları, korku duymaksızın yaşamayı hak ediyor. Mısır'a bölgesel liderliğinden dolayı teşekkür ediyorum" diyerek noktayı koyuyor. Anlaşmaya göre, 'İsrail, Hamas yönetimindeki Gazze Şeridi'ne yönelik havadan ve karadan yürüttüğü saldırılarını durduracak; Filistinli gruplar, İsrail'e yönelik roket atışlarını sona erdirecek.
AKP ne Yapmaya Çalışıyor?
AKP, ‘nin bir taraftan iç kamuoyuna mesajlar verirken diğer yandan yeni bir eksen oluşturma gayretlerinde olduğu görülüyor. İsrail’e karşı;
- Terörist Örgüt Hamas,
- Müslüman Kardeşlerin temsilcisi yeni dikdatör Muhammed Mursi liderliğindeki Mısır,
- Katar Emirliği ve,
- Suud ailesi tarafından yönetilen Ortaçağ zihniyetindeki Suudi Arabistan' dan oluşan bir cephe yaratmaya çalışıldığı izlenimi alıyoruz.
AKP, terörist devlet olarak adlandırdığı İsrail’e karşı mücadele veren Hamas ve diğer Filistinli örgütlere elle tutulur bir destek verme cesareti gösteremiyor.
İşin düşündürücü tarafı; AKP kurmaylarının, Suriye muhaliflerine silah ve lojistik destek sağlandığını açıklarken, terörist devlet olarak adlandırılan İsrail’e karşı mücadele veren Hamas ve diğer Filistinli örgütlere elle tutulur bir destek verme noktasında cesaret gösterilemiyor.
Bu kadar koca koca lafların ardından İsrail’e karşı somut bir sonuç çıkmıyor. Suriye’deki isyancılara her türlü silah-mühimmatı sağlanırken, İsrail’in bombardımanı altındaki Filistinli mazlumlara sıra gelince, kuru laftan öteye gidilemiyor.
Burada hatırlatılması gereken bir diğer bir konuda Museviler ile Tayip Erdoğan arasındaki basına yansıyan ilişkidir.
Tayyip Erdoğan, 26-30 Ocak 2004 tarihleri arasında Amerika'ya gitti. Ziyaretinin ilk gününde Musevi lobisinin önde gelen kuruluşu olan Amerikan Musevi Kongresi'nden (AJC) "Yahudi Cesaret Ödülü" aldı. Erdoğan'ın onuruna yemek verildi. Erdoğan, ödülünü aldıktan sonra şöyle konuştu: "Türkiye ve israil arasında her zaman varolan dostluk, karşılıklı anlayış ve güven temelindeki ilişkilerin son dönemde kazandığı ivmenin altını memnuniyetle çizmek isterim." Türkiye'nin terörün her türlüsüne karşı olduğunu belirten Erdoğan, Amerika'nın uluslararası terörizmle mücadelesini de 'kalben' desteklediğini “ belirtti. AJC tarafından bugüne kadar on kadar kişi ödüle layık görüldü; bunlar arasında İsrailli veya Musevi olmayan tek kişi Tayyip Erdoğan’dır. İsrail'e son dönemde esip gürleyen Erdoğan’nın bu tutumunu en azından neden "Yahudi Cesaret Ödülü"nü iade etmek gibi somut bir adımla desteklemiyor?
İsrail’e karşı mücadele veren örgütlere silahların büyük bir çoğunluğu İran tarafından sağlanıyor.
AKP'nin hamasi nutuklarına karşın, İran somut adımlarla destek sağlıyor. İran, oyun kurucusu olarak, olmazsa olmaz bir aktör olarak pozisyonuna devam ediyor.
Tayyip Erdoğan, 26-30 Ocak 2004 tarihleri arasında Amerika'ya gitti. Ziyaretinin ilk gününde Musevi lobisinin önde gelen kuruluşu olan Amerikan Musevi Kongresi'nden (AJC) "Yahudi Cesaret Ödülü" aldı. Erdoğan'ın onuruna yemek verildi. Erdoğan, ödülünü aldıktan sonra şöyle konuştu: "Türkiye ve israil arasında her zaman varolan dostluk, karşılıklı anlayış ve güven temelindeki ilişkilerin son dönemde kazandığı ivmenin altını memnuniyetle çizmek isterim." Türkiye'nin terörün her türlüsüne karşı olduğunu belirten Erdoğan, Amerika'nın uluslararası terörizmle mücadelesini de 'kalben' desteklediğini “ belirtti. AJC tarafından bugüne kadar on kadar kişi ödüle layık görüldü; bunlar arasında İsrailli veya Musevi olmayan tek kişi Tayyip Erdoğan’dır. İsrail'e son dönemde esip gürleyen Erdoğan’nın bu tutumunu en azından neden "Yahudi Cesaret Ödülü"nü iade etmek gibi somut bir adımla desteklemiyor?
İsrail’e karşı mücadele veren örgütlere silahların büyük bir çoğunluğu İran tarafından sağlanıyor.
AKP'nin hamasi nutuklarına karşın, İran somut adımlarla destek sağlıyor. İran, oyun kurucusu olarak, olmazsa olmaz bir aktör olarak pozisyonuna devam ediyor.
Nitekim; iran Hükümet Sözcüsü Ali Larjani, Fars Haber Ajansı'na yaptığı açıklamada; Filistine silah gönderme çağrısı yapıyor. “Tüm Arap liderlere sesleniyorum, silah yardımı yapın. Oturup görüşerek hiç bir şey elde edemezsiniz. Filistin'in sözlere ihtiyacı yok. Eğer gerçekten yardım etmek istiyorsanız silah yardımı yaparsınız ayrıca, kendilerinin de Filistin'e askeri yardım yapmaktan onur duyacağını” belirtiyor.
Hamas İsrail, ABD ve AB'nin terör örgütleri listesinde.
AKP’nin diğer bir çıkmazı da desteklediği Filistinli örgütlerden Hamas. Gazze Şeridi'nde 2007 yılında seçimle işbaşına gelen Hamas İsrail, ABD ve AB'nin terör örgütleri listesinde. Yani PKK terör örgütü neyse, Hamas’da öyle görülüyor.
AKP, 4 ncü olağan Parti Kongresine Hamas lideri Halid Meşal'ı davet ediliyor ve kongrede Meşal konuşma yapıyor. Bilindiği üzere Kongere’de bulunanlar arasında diğer bir kişide Mesut Barzaniydi..
AKP’nin diğer bir çıkmazı da desteklediği Filistinli örgütlerden Hamas. Gazze Şeridi'nde 2007 yılında seçimle işbaşına gelen Hamas İsrail, ABD ve AB'nin terör örgütleri listesinde. Yani PKK terör örgütü neyse, Hamas’da öyle görülüyor.
AKP, 4 ncü olağan Parti Kongresine Hamas lideri Halid Meşal'ı davet ediliyor ve kongrede Meşal konuşma yapıyor. Bilindiği üzere Kongere’de bulunanlar arasında diğer bir kişide Mesut Barzaniydi..
Hamas’ın İsrail’e karşı askeri bir başarı elde etme şansı görülmüyor.
Hamas, ilk defa İsrail saldırılarına elindeki Fecr-5 füzeleri ile karşılık verdi. 75-80 Km . menzilli bu füzeler Gazze’ye 71 kilometre mesafedeki Tel Aviv ve 78 Km . uzaklıktaki Kudüs’ü de vurabiliyor. Bu füzelerin İran tarafından sağlandığı büyük bir ihtimal. İsrail bu yüzden İran’ı hedef gösteriyor.
İsrail’in “Çelik Kubbe” isim verdiği füze savunma sistemi Kassam, Grad ve Facr tipi kısa ve orta menzilli füzelere karşı kullanılıyor. Hamas’ın füze savunma sistemini saf dışı edip İsrail şehirlerini vurması mümkün değil. Hamas’ın ilk kez 3 adet füzeyle Tel Aviv’i vurduğu anda “Çelik Kubbe” sisteminde bir arıza olduğu anlaşılıyor. Bu krizde İsrail, ABD işbirliği ile oluşturduğu “Çelik Kubbe” füze savunma sisteminin denemesini de yapıyor.
Hamas, ilk defa İsrail saldırılarına elindeki Fecr-5 füzeleri ile karşılık verdi. 75-
İsrail’in “Çelik Kubbe” isim verdiği füze savunma sistemi Kassam, Grad ve Facr tipi kısa ve orta menzilli füzelere karşı kullanılıyor. Hamas’ın füze savunma sistemini saf dışı edip İsrail şehirlerini vurması mümkün değil. Hamas’ın ilk kez 3 adet füzeyle Tel Aviv’i vurduğu anda “Çelik Kubbe” sisteminde bir arıza olduğu anlaşılıyor. Bu krizde İsrail, ABD işbirliği ile oluşturduğu “Çelik Kubbe” füze savunma sisteminin denemesini de yapıyor.
AKP’nin, İsrail-Hamas krizinde, İsrail’i şiddetle kınaması diplomasinin yadırgadığı bir dil değil. Nitekim benzer şekilde birkaç Avrupa ülkesi İsrail’i kınamışlardır. Ancak, AKP’nin mevcut durum itibariyle Ortadoğu’da İsrail’e karşı bir aktör olma isteği, hem uluslararası konjektör, hem de ulusal güç unsurları itibariyle gerçek dışı görünüyor.
Netice olarak daha somut ifade etmek gerekirse;
Uluslar arası konjektör yanında en öncelikli nedenlerinin başında AKP-ABD ilişkilerindeki, ABD’ye bağlılıktır. Bu durum, AKP’nin ABD’den bağımsız bir insiyatif almasını olanaksız kılmaktadır.
Diğer nedenler ise, Milli Güç’ün henüz bu misyonu destekleyecek kudrete olmamasıdır. Milli güç unsurları olarak başta; Siyasi, Ekonomik ve Askeri güç açısından Türkiye bölgesel bir güç olmaktan çok daha uzaklardadır.
Uluslar arası konjektör yanında en öncelikli nedenlerinin başında AKP-ABD ilişkilerindeki, ABD’ye bağlılıktır. Bu durum, AKP’nin ABD’den bağımsız bir insiyatif almasını olanaksız kılmaktadır.
Diğer nedenler ise, Milli Güç’ün henüz bu misyonu destekleyecek kudrete olmamasıdır. Milli güç unsurları olarak başta; Siyasi, Ekonomik ve Askeri güç açısından Türkiye bölgesel bir güç olmaktan çok daha uzaklardadır.
Henüz, rejim sorununu çözememiş, Ordusu ile kavgalı, Kamu oyu bölünmüş, ülkeyi parçalamak ve Kürdistan diye bir devlet kurmak için PKK terörünün olanca şiddetiyle devam ettiği, huzur ve asayişi sağlanmamış bir memlekette siyasi iktidar sahipleri için en kolay olanı; “Trübünlere oynamak ve Slogan diplomasi ötesinde bir anlam ifade etmeyen havanda su dövüyor olmaktır.!